Capri is an island located in the Tyrrhenian Sea on the south side of the Gulf of Naples in the Campania region of Italy. This explanation is from Wikipedia :) My explanation is: Capri is a great island with the most amazing view, full of big yellow lemons and delicious homemade foods. Yes it is also very expensive and sometimes too chic and too luxurious but anyway it is beautiful ;) How to get to Capri? By sea, of course :P Ferries depart from Sorrento and Naples. Cars are of little use on the island and many places are also closed to traffic. It would be wise to leave your wheels on the mainland. The island has two harbours, Marina Picolla (the little harbour) and Marina Grande (the main port of the island) Some of the main features of the island include the following: the Belvedere of Tragara (a high panoramic promenade lined with villas, the limestone crags sea stacks that project above the sea (the Faraglioni), the town of Anacapri, the Blue Grotto (Grotta Azzurra) and the ruins of the Imperial Roman villas.
*Ve işte beklenen yol hikayesi... Berry yediğin içtiğin senin olsun bize gördüklerini..., hatta vazgeçtik yiyip içtiklerini de anlat; dediniz işte başlıyoruuuum ;)
CAPRI: Benim Güney İtalya turum her ne kadar uçağım Napoli'ye inmiş olsa da aslında Capri'de başladı. Sorrento'dan feribot ile 1 saatten kısa bir sürede hemen adaya geçebiliyorsunuz. Bu aslında adaya ulaşabileceğiniz yollardan sadece biri, Napoli'den de doğruca Capri'ye gitmeniz mümkün. Capri'de Marina Grande (ana liman) sizi muhteşem bir manzara ile karşılıyor. İlk bakışta ufak bir balıkçı kasabası havasında gözüksede Capri süprizlerle dolu. Nefes kesen bir doğaya, şıklığa, lezzet patlamalarına ve sarının en limonlusuna hazır olun ;)
Liman çıkışındaki taksilerle kolayca otelinize ulaşabiliyorsunuz. Bizim şansımıza taksimiz üstü açık bir arabaydı. Püfür püfür bir rüzgar ve masmavi bir deniz manzarası eşliğinde yukarıya merkeze doğru seyahat ettik. Merkezde bizi otelin aracı bekliyordu. Ufak bir uyarı; Capri merkeze arabalar giremiyor. Yollar çok dar olduğu için otellerin özel minik araçları bavullarınızı alıp transferleri gerçekleştiriyor. Açıkcası bu durum benim hoşuma bile gitti. Önümüzdeki aracı takip edip otele doğru yürürken adayı inceleme fırsatı da doğmuş oldu. Capri bir jet-set tatil merkezi olduğu için gözünüze dolaşırken çarpan ilk detay birbirinden marka ve birbirinden pahalı mağazalar oluyor. Capri'de gördüğünüz tüm insanlar da bu mağazalardan alışveriş eden ve moda dergilerinden fırlamışcasına dolanan insanlardan oluşuyor. Capri ve otel ile ilgili detaylara geçmeden İtalya'daki ilk yemeğimizin ve yolda gözüme takılan detayların fotoğraflarını paylaşmak istiyorum. Benim blog yazılarımı ilk kez okuyanlara ufak bir dip not; bu blogda az söz ama bol foto bulunur. Herkesin zevki ve algısı farklı olduğu için ben kimseyi yazdıklarımla etkilemek istemiyorum sadece gördüklerimi benim gözümden yaşamanızı ve biraz hayal edebilmenizi sağlamaya çalışıyorum. Bu nedenle unutun şu anda bulunduğunuz yeri, fona güzel bir müzik koyup fotoğrafların tadını çıkartın ;)
25 Ağustos 2014 Pazartesi
PASTEL TWINS
Let me introduce my friends, the Pastel Twins :) The pink one is mine and blue one belongs to my sister. We bought them two years ago from NYC. You know my sister is living in Paris and therefore she took the blue one with her. The twins couldn't see each other for a long time and met in Italy. The Ostuni -the white city- trip was perfect for them. They modeled for us. Are they not lovely♥
*Tanıştırayım pastel ikizler :))) Uzun zamandır çanta hikayelerimi yazamıyordum ama baktım ki bayağı bir fotoğraf birikmiş hemen paylaşayım dedim. Gezmeyi ne kadar sevdiğimi zaten biliyorsunuz ama bizim çoğunlukla ailecek bu tatillere çıktığımızı biliyor muydunuz? Babaannemden kuzenlerime kadar bizim ailede herkes gezmeye bayılıyor ;) Güney İtalya seyahatimde de kardeşimle birlikteydik ve tabii ki bizim daha önceki seyahatlerimizden birinde birlikte aldığımız pastel ikizlerde geldi. İkizler iki yıldır bir araya gelemedikleri için özlemleri büyüktü ve tüm gezdiğimiz şehirlerde hiç birbirlerinden ayrılmadılar. Bazen pembiş mavişin fotoğraflarını çekti bazen de maviş pembişin :) Bizlerde gülümseyerek onların heyecanlı koşuşturmalarını izledik. Onlar Güney İtalya'ya bayıldılar, özellikle de beyaz şehir Ostuni'de pastel pastel daha da bir güzel gözüktüler bizim gözümüze. İtalya yol hikayemi unuttum sanmayın bir sonraki postla artık başlıyoruz ;)
P.S. Bu seyahatten sonra pastel ikizleri daha sık biraraya getirmeye karar verdik, var mı kardeş sevgisi gibisi♥
*Tanıştırayım pastel ikizler :))) Uzun zamandır çanta hikayelerimi yazamıyordum ama baktım ki bayağı bir fotoğraf birikmiş hemen paylaşayım dedim. Gezmeyi ne kadar sevdiğimi zaten biliyorsunuz ama bizim çoğunlukla ailecek bu tatillere çıktığımızı biliyor muydunuz? Babaannemden kuzenlerime kadar bizim ailede herkes gezmeye bayılıyor ;) Güney İtalya seyahatimde de kardeşimle birlikteydik ve tabii ki bizim daha önceki seyahatlerimizden birinde birlikte aldığımız pastel ikizlerde geldi. İkizler iki yıldır bir araya gelemedikleri için özlemleri büyüktü ve tüm gezdiğimiz şehirlerde hiç birbirlerinden ayrılmadılar. Bazen pembiş mavişin fotoğraflarını çekti bazen de maviş pembişin :) Bizlerde gülümseyerek onların heyecanlı koşuşturmalarını izledik. Onlar Güney İtalya'ya bayıldılar, özellikle de beyaz şehir Ostuni'de pastel pastel daha da bir güzel gözüktüler bizim gözümüze. İtalya yol hikayemi unuttum sanmayın bir sonraki postla artık başlıyoruz ;)
P.S. Bu seyahatten sonra pastel ikizleri daha sık biraraya getirmeye karar verdik, var mı kardeş sevgisi gibisi♥
21 Ağustos 2014 Perşembe
BOZCAADA....
Bozcaada is an island on the Aegean Sea, near the western exit of Dardanelles in Turkey. Its ancient name is Tenedos. The islanders make their living from viticulture, fishing and tourism. I spent my weekend on this beautiful island. More details about this trip will come later, but now enjoy the photos....;)
*Yazı neden çok seviyorum biliyor musunuz? Çünkü sürekli tatil fırsatları vaaarr :) Instagram'dan takip edenler bilir, geçtiğimiz hafta ben birçok blogger arkadaşımla beraber Küçük Martha'nın "Bozcaada Gurme turuna" katıldım. Çok keyifli, doğal güzellik ve lezzetlerle dolu bir turdu. Tüm detaylar çok yakında blogda olacak, ben sadece öncesinde bazı tatil fotograflarını paylaşmak istedim. Bozcaada'da neler yapılmış bir göz atalım.....;)
*Yazı neden çok seviyorum biliyor musunuz? Çünkü sürekli tatil fırsatları vaaarr :) Instagram'dan takip edenler bilir, geçtiğimiz hafta ben birçok blogger arkadaşımla beraber Küçük Martha'nın "Bozcaada Gurme turuna" katıldım. Çok keyifli, doğal güzellik ve lezzetlerle dolu bir turdu. Tüm detaylar çok yakında blogda olacak, ben sadece öncesinde bazı tatil fotograflarını paylaşmak istedim. Bozcaada'da neler yapılmış bir göz atalım.....;)
9 Ağustos 2014 Cumartesi
LES MARQUIS DE LADUREE
Following his long-time passion for chocolate, Mr.David Holder, Chairman of Laduree, decided to create a new brand entirely dedicated to chocolate. Les Marquis de Laduree is the House of beauty and taste. There are many delicious products luxuriously presented. Macarons, chocolate bonbons, cakes, eclairs.... and all of them are sooo yummy. Now you know where to go in Paris to get the best chocolate ;)
*Uzun süredir sizlere mekan ve yiyecek tavsiyelerinde bulunuyorum. Ben gurme ya da bu konularda uzman biri değilim ve yıllarını bu işe vermiş o kadar çok kişi varken ben haddimi bilir sadece nacizane fikirlerimi sizlere iletirim. Ama tatlı denildi mi işte orada benim de kendimce bir iddiam var. Tatlıdan anlar, çikolata konusunda da gözüm kapalı iyi olup olmadığını söyleyebilirim. Gezdiğim yerlerde de beni en çok tatlılar heyecanlandırdığına göre sizlerle bu muhteşem tatları paylaşmak istedim. Veeee sizler için "Tatlı Dosyası"nı başlatmış bulunuyorum. Yurtiçi yurtdışı demeden beğendiğim en iyi tatlı mekanları artık bundan sonra blogda.... En son Paris seyahatimdeki keşfim ve yeni favorim ile başlayalım: Les Marquis de Laduree ;)
*Uzun süredir sizlere mekan ve yiyecek tavsiyelerinde bulunuyorum. Ben gurme ya da bu konularda uzman biri değilim ve yıllarını bu işe vermiş o kadar çok kişi varken ben haddimi bilir sadece nacizane fikirlerimi sizlere iletirim. Ama tatlı denildi mi işte orada benim de kendimce bir iddiam var. Tatlıdan anlar, çikolata konusunda da gözüm kapalı iyi olup olmadığını söyleyebilirim. Gezdiğim yerlerde de beni en çok tatlılar heyecanlandırdığına göre sizlerle bu muhteşem tatları paylaşmak istedim. Veeee sizler için "Tatlı Dosyası"nı başlatmış bulunuyorum. Yurtiçi yurtdışı demeden beğendiğim en iyi tatlı mekanları artık bundan sonra blogda.... En son Paris seyahatimdeki keşfim ve yeni favorim ile başlayalım: Les Marquis de Laduree ;)
7 Ağustos 2014 Perşembe
SUMMER 2014
Summer breeze, makes me feel fine
Blowing through the jasmine in my mind
Sweet days of summer, the jasmine's in bloom
July is dressed up and playing her tune
And I come home from a hard day's work
And you're waiting there, no a care in the world.....
To be continued.... ;)
P.S. Bodrum(Turkey), Kos Island(Greece) and Italy photos.
*Nasıl anlatsam nerden başlasam
Bodrum Bodrum
Duygu biraz duygu, bütün isteğim buydu
Biraz deniz biraz uyku
Bodrum Bodrum....
P.S. Fotoğraflar Bodrum, Kos ve İtalya'da çekilmiştir.